12 Aralık 2012 Çarşamba

Paradigma Kayması ve Sosyal Medya


Paradigma Kayması (İflası veya Değişimi)

Thomas Samuel Kuhn (1922-1996) ünlü "Bilimsel Devrimlerin Yapısı (1962)" adlı kitabında, olağan bilim önemi başlığı altında, paradigma ve paradigma kaymasından söz etmiştir.


Olağan bilimin iki temel özelliği vardır:
 1. Rakip bilimsel etkinlik tarzlarına bağlanmış olanları çevrelerinde koparıp, kendine çekebilecek kadar yeni ve benzersizdir.
2. Pek çok çeşitli sorunun çözümünü yeni oluşacak bir topluluğun ilerideki çabalarına bırakacak kadar açık uçlu olmasıdır.
Bu iki özelliği taşıyan başarılara paradigma adını veren Kuhn’a göre, bilimsel uygulamada aynı kurallara ve ölçülere bağlı olmak anlamına gelen bu etkinlik olağan bilim yapma sürecidir ve aslında bir paradigmanın kurulması ve bu sayede daha kapalı ve uzmanlaşmış araştırma yapılabilmesi, herhangi bir bilimsel dalın gelişmesinde olgunlaşmanın da göstergesidir.


Kuhn, paradigma değişiminin bilimsel krizlerden -bunalım- doğduğunu söylemektedir. "Paradigma, egemen olduğu “olağan bilim” dönemi boyunca araştırmayı yönetir ve bilim adamları topluluğunun yöntemlerini, araştırma alanlarını ve çözüm ölçütlerini biçimlendirir. Ancak sorun çözme aracılığıyla verili paradigmanın saflaştırılması, keskinleştirilmesi ve geliştirilmesi sırasında karşılaşılan “aykırılık”ların (“anomali” lerin) gitgide birikmesi bilim adamları topluluğunu ister istemez “olağandışı bilim” evresine, “bunalım” durumuna sürükler. Olağandışı bilim döneminde egemen paradigmanın ve rakiplerinin temel ilkeleri tartışmaya açılarak, sorun çözme işlemi yeni bir paradigma egemenliğini kurana dek askıya alınır. Eğer olağandışı bilim evresinde yürütülen bu tartışma bilimsel topluluk tarafından kabul edilen yeni bir paradigma ortaya koyarsa, bu yeni paradigma yeni bir olağan bilim dönemine yol açacağından ötürü bilimsel bir devrim gerçekleşmiş olur." İşte bu bilimsel devrimlerde paradigma değişimini gerekli hale getirir.


Paradigma Kayması ve Sosyal Medya

Daha önceki yazımdan Kaos Teorisinden bahsetmiştim. Kaos teorisi yeni bir fenomen gelişirken ortaya çıkan düzensizliği açıklar. Kaos teorisi ile de normlarda bir değişim söz konusu olur, bu da Paradigma Kayması üzerinden tartışılır. paradigma kayması bir devrim, dönüşüm veya başkalaşım gibidir. Kriz dönemlerinde paradigma kaymasının nasıl oluştuğuna bir örnekler verelim.

İletişimin proaktif olarak etkinleştirilemediği bir olay Virginia Tech Katliamıdır. Virginia Tech katliamında ilk yurt odasında ateş açılmasından sonra iki saat yöneticiler toplantıya zaman harcadırlar, email atması istenen danışmana talimat vermeden önce. Yine yanlış bir hareket olarak öğrencilere kısa mesaj göndermek, sosyal siteleri kullanmak ve hoparlörden duyurmak yerine email kullanmalarıdır. Bu yaşanan iletişim krizi değişen paradigmaların anlaşılmamasının sonucudur. Hem de yirmiden fazla öğrencinin ölümüne sebep olmuştur.

Sosyal medyanın bir devrimci fenomen olmasının kilit noktaları, günlük bazda zaman yönetimini ve hızlı bilgi duyarlılığını yayabilmesi ve süzebilmesidir. Yeni marka etkileyicilerinin oluştuğu sosyal medyada, sorunlara ve konulara cevap verecek sistem veya kişilerin planlanmasını gerekir.

İletişimin, pazarlamanın, iş yapış süreçlerinin boyut değiştirdiği e-ticaret ve e-pazarlama ortamında bu değişimlere ayak uydurabilmek çok önemlidir. Örnekleri olaylar üzerinden yayabiliriz. Kendi sorun ya da durumunuza göre oluşabilecek krizleri öngörmek ve stratejiler geliştirme gerekliliğini ve zorluğunu, Adam Smith'in bu konudaki;  “bir paradigmanın tam ortasında iseniz diğer bir paradigmayı hayal etmeniz çok güçtür” sözü ile destekleyebiliriz.

Kaynaklar:
Thomas Kuhn, Bilimsel Devrimlerin yapısı.
Doç. Dr. Hüzeyin Gazi Topdemir, Kuhn ve Bilimsel Devrimlerin Yapısı Üzerine Bir Değerlendirme adlı makalesi.
Adrenna B. Alkhas, An Examination of Internet Social Media Marketing in Higher Education Institutions.
Wikipedia, Paradigma Değişimi.  http://tr.wikipedia.org/wiki/Paradigma_de%C4%9Fi%C5%9Fimi



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder